Ofislerde Görünmeyen Tehlike: Kapalı Ortam Havası ve İSG Riskleri
Modern ofisler; ergonomik sandalyeler, sessiz klimalar, parlayan ekranlar… Her şey düzenli ve konforlu görünüyor olabilir. Ancak çalışan sağlığını etkileyen en önemli unsurlardan biri genellikle fark edilmez: Kapalı ortam hava kalitesi. Özellikle az tehlikeli sınıfta yer alan ofis işyerlerinde, bu görünmez tehlike ihmal edilmeye oldukça müsaittir.

📌 Kapalı Alanlarda Hava Kalitesi Neden Kritik?
İnsanlar zamanlarının %90’ını kapalı alanlarda geçiriyor. Ve ofis çalışanları genellikle aynı ortamda saatlerce hareket etmeden çalışıyor. Eğer bu ortamda yeterli havalandırma yoksa veya filtre bakımı yapılmıyorsa, havadaki zararlı maddeler birikir. Havadaki kirleticiler şunlar olabilir:
- Uçucu Organik Bileşikler (VOC)
Temizlik ürünlerinden, yazıcılardan, mobilyalardan yayılır. Uzun vadede ciddi solunum sorunlarına yol açabilir. - Karbon dioksit (CO₂) birikimi
Yetersiz hava değişimi sonucu odaklanma güçlüğü, baş ağrısı ve uyku hali yapar. - Küf ve nem kaynaklı mikroorganizmalar
Özellikle eski binalarda ve yetersiz izolasyonda ciddi alerjik reaksiyonlar ve astım vakaları tetikleyebilir. - Toz ve ince partiküller (PM 2.5)
Halılar, raflar ve bilgisayar ekipmanlarında birikir. Gözde, burunda ve solunum yollarında tahrişe neden olur.
💨 VOC Nedir? Neden Tehlikelidir?
VOC (Volatile Organic Compounds – Uçucu Organik Bileşikler), iç ortam hava kalitesini bozan en sinsi tehlikelerden biridir. Ofislerde kullanılan cilalı mobilyalar, duvar boyaları, ofis makineleri gibi birçok kaynaktan yayılır. Yüksek düzeyde VOC’ye maruz kalmak;
- Baş dönmesi,
- Konsantrasyon kaybı,
- Göz yanması,
- Uzun vadede karaciğer, böbrek ve sinir sistemi hasarı gibi etkiler doğurabilir.
Bazı VOC türleri (örneğin formaldehit), kanserojen bileşen olarak sınıflandırılmıştır. Bu nedenle VOC ölçümleri ve azaltma yöntemleri, modern ofislerde artık lüks değil, gereklilik olarak görülmelidir.

⚠️ İç Ortam Hava Kalitesinin Çalışanlara Etkisi
Görünmeyen bu tehlikeler zamanla ofis çalışanlarında yaygın bir tabloya neden olur:
- Hasta Bina Sendromu (Sick Building Syndrome):
Ofisteyken kötüleşen, dışarı çıkıldığında azalan semptomlar. Baş ağrısı, halsizlik, göz kuruluğu, sinirlilik gibi belirtilerle ortaya çıkar. - Verimlilik Düşüşü:
Hava kalitesi zayıf olan ofislerde, çalışan verimliliği %10-15 oranında düşebilir. Bu durum uzun vadede kurum performansını da etkiler. - Artan devamsızlık:
Küf, VOC, toz gibi etmenlere sürekli maruz kalan çalışanların hastalık izni alma oranı artar.
🛠️ İş Güvenliği Açısından Alınması Gereken Önlemler
İşyeri ortam havasının kalitesini artırmak için uygulanabilecek bazı önlemler:
- Düzenli havalandırma sistemleri kurulmalı
Klima ve VAV sistemlerinin filtreleri periyodik olarak temizlenmeli. - İç hava kalitesi ölçümleri yapılmalı
VOC, CO₂, nem ve partikül düzeyleri düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. - Temizlik ürünleri seçimi dikkatli yapılmalı
Doğal, çevre dostu ve az kimyasal içeren ürünler tercih edilmeli. - Bitkilendirme yapılabilir
Ofis bitkileri, bazı VOC türlerini doğal olarak filtreler. - Çalışanlara farkındalık eğitimi verilmeli
Hava kalitesinin önemi ve bireysel dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verilmelidir.
GÖRÜNMEYENİ GÖRMEK
Kapalı alanlarda hava kalitesi, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yeni sınırıdır. Gözle görünmeyen bu risk, çalışanların sağlığı, verimliliği ve motivasyonu üzerinde doğrudan etkilidir. Az tehlikeli olarak sınıflandırılan ofisler dahi bu riski taşır ve işverenlerin bu konuda bilinçli adımlar atması gerekir.
Eğer ofisinizde gözle göremediğiniz ama çalışanlarınızın sağlığını etkileyen sorunlardan şüpheleniyorsanız, iç ortam hava kalitesi ölçümü yaptırmanın zamanı gelmiş olabilir. Unutmayın: Temiz hava, sağlıklı çalışan demektir!
Nihat KARADENİZ
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Çevre Görevlisi/Bilirkişi