Sanayi Devriminden Günümüze İş Güvenliği: İnsan Hayatının Fabrika Bacalarıyla Sınandığı Yolculuk
Buharla Başladı, İnsanı Ezdi: Sanayi Devrimi ve İlk Kayıplar
- yüzyılın ortalarında İngiltere’de başlayan Sanayi Devrimi, insanlık tarihini kökten değiştirdi. Buharlı makineler, dokuma tezgâhları, büyük fabrikalar…
Ancak bu devrim sadece üretim hacmini değil, iş kazalarını da artırdı.
Dönemin fabrikalarında çocuk işçiler saatlerce havalandırmasız ortamlarda, korumasız makinaların içinde çalışıyordu. Gözlük yoktu, kask yoktu, işçi sağlığına dair tek satır yasa bile henüz yazılmamıştı.
İş güvenliği diye bir kavram yoktu, çünkü işçinin “değiştirilebilir bir parça” olduğu düşünülüyordu. Kaza mı oldu? Yerine yenisi bulunur…
19. Yüzyıl: İlk Yasalar ve İşçi Mücadeleleri
İngiltere, Fransa, Almanya gibi sanayileşmiş ülkelerde iş kazaları arttıkça toplumsal baskılar da büyüdü. 1802’de İngiltere’de çıkarılan ilk düzenlemeler, çocuk işçilerin çalışma saatlerini sınırlamaya yönelikti.
Ancak ilk ciddi iş sağlığı yasası 1833’te geldi: “Factory Act”.
Bu yasa ile birlikte;
- 9 yaş altı çocukların çalıştırılması yasaklandı
- İş günü maksimum 12 saatle sınırlandırıldı
- Denetçiler atandı
Yetersizdi, ama bir başlangıçtı. Aynı yıllarda sendikalar doğdu, işçi grevleriyle birlikte “çalışma hakkı değil, sağlıklı yaşama hakkı” talep edildi.
20. Yüzyıl: Kanunlar, Standartlar ve Güvenlik Kültürünün Doğuşu
Elektrik, motorlu taşıtlar, üretim bantları… Teknoloji gelişti ama riskler de çeşitlendi.
Bu yüzyılda artık iş kazalarının “kader” değil, önlenebilir olaylar olduğu anlaşılmaya başlandı.
- 1919’da ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) kuruldu. İş sağlığı ve güvenliği ilk kez uluslararası bir çerçevede ele alındı.
- 1970’te ABD’de OSHA (Occupational Safety and Health Administration) kuruldu. Bu kurum, günümüzde bile dünya genelindeki iş güvenliği uygulamaları için referans kabul edilir.
- Kişisel koruyucu donanımlar (KKD), makine muhafazaları, risk analizi, iş kazası kayıt sistemleri gibi uygulamalar bu dönemde hız kazandı.
İş güvenliği artık sadece fiziksel değil, psikososyal bir konu olarak da değerlendirilmeye başlandı.
21. Yüzyıl: Dijitalleşme, Yapay Zeka ve Proaktif Güvenlik
Günümüzde iş güvenliği, artık sadece “önlemek” değil, öngörmek anlamına geliyor.
Nesnelerin interneti (IoT), giyilebilir sensörler, yapay zeka destekli analiz sistemleri sayesinde tehlikeler daha yaşanmadan önce tespit edilebiliyor.
Öne çıkan yenilikler:
- Gerçek zamanlı ortam izleme (gaz, sıcaklık, nem, titreşim)
- Giyilebilir cihazlar ile çalışan hareketlerinin takibi
- Eğitimlerde VR/AR teknolojisi kullanımı (yangın simülasyonu, yüksekte çalışma vb.)
- İş kazası verilerine dayalı risk modellemeleri
İSG artık üretimin ayrılmaz bir parçası, sadece ceza yememek için yapılan bir prosedür değil.

Peki Türkiye Bu Süreçte Neredeydi?
Türkiye, sanayileşmesini Batı’ya göre geç yaşadığı için iş güvenliği sistemlerinin oturması da gecikti.
Ancak özellikle 2000’li yıllardan sonra büyük adımlar atıldı:
- 2012’de yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Türkiye’nin ilk bağımsız İSG kanunu oldu.
- İş Güvenliği Uzmanlığı ve İşyeri Hekimliği gibi meslekler resmileşti.
- OSGB’ler (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi) kurulmaya başlandı.
Yine de SGK verilerine göre Türkiye hâlâ AB ülkeleri ortalamasının üzerinde iş kazası ve ölüm oranına sahip.
Bir Yüzyıllık Yolculuk ve Bitmeyen Mücadele
Sanayi Devrimi işçiyi makineyle tanıştırdı ama aynı zamanda tehlikeyle de tanıştırdı.
Bugün geldiğimiz noktada, insan hayatı üretimden daha değerli olmalı.
İş güvenliği artık sadece bir mevzuat değil, bir kültür.
Ve bu kültür; yasa ile değil, inanarak yaşanır.
Nihat KARADENİZ
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Çevre Görevlisi/Bilirkişi